25 Mayıs 2011 Çarşamba

Takım Oyunu

İlk maç deplasmanda 22 sayılık bir fark. Normal sezonda Banvit deplasmanında oynanan maçtan çok farklı bir maç oldu. Ömer Onan; Efes maçından önce ''az maç yapmaktan oynamayı unuttumayalım'' demişti, Banvit ise çok maç oynamaktan yorgun düşmüş. Banvit o kadar kötü oynadıki adeta bu sezon bizden bu kadar der gibiydi.
Galatasaray ise o kadar konsantre olmuştuki maça 2. çeyrekten itibaren 10 sayılık fark neredeyse hiç düşmedi, 3. ve 4. çeyreklerde ise fark iyice açıldı. Oktay Mahmudi her zamanki gibi rakibi iyi etüt etmiş. Yorgun olan Banvit Galatasaray'ın sürekli top çevirmesinden başı döndü ve Galatasaray'ın sürekli pas arası yapmasını engelleyemez oldu. Maçın en iyi isimi pota altında gücünü ve atletikliğini çok iyi kullanan Ermal oldu (18 sayı, 5 ribaund, 2 asist). 3. çeyrekten itibaren iyice oyundan düşmeye başlayan Banvit'te Orhun Ene mola alsada takımı maça getiremedi.
Oktay Mahmudi Bu sezon Galatasaray'ın en önemli isimi olmaya devam ediyor. 4. çeyrekte maçın bitmesine 5 dakika varken ve Galatasaray 24 sayı farkla öndeyken bile ciddiyeti elinden bırakmıyor. Laubali bir pas atan ve basit bir top kaybına sebep olan Tutku'ya kızarak mola alıyor ve Tutku'yu hemen bench'e oturtuyor.
Bu konsantrasyonla ikinci maçıda sorunuz atlatıp seriye İstanbuldaki maçta 3-0 la bitirmek çok iyi olur.
Eyer bu seri 3-0 biterse finale daha hazır bir şekilde çıkabiliriz. Fenrbahçe'nin Efes karşısında daha fazla zorlanacağı kesin.
Oktay Mahmudi Takımı yine çok iyi hazırlayıp bu işi bitirir her zamanki gibi.

Selçuk İnan Galatasaray'da




'' Galatasaray,Selçuk İnan ile ancak çay içmek için randevu alır...Selçuk Fenerbahçe'ye gelecek...''

Gürcan Bilgiç



İşte sizin hayalleriniz bizim gerçeklerimiz.

Türkiye liginde bu yıl transfer edilebilecek en iyi yerli futbolcu. Çok büyük iş.

24 Mayıs 2011 Salı

Gökhan Töre Geliyor


Uzun süre sonra birilerinin aklına gelebildi Gökhan Töre. Türk olarak 2009 yılından beri Chelsea Gibi bir takımda oynayabilen ve üstelik bunu 30 Ocak 2009 dan beri yapan Töre Milli takıma tekrardan seçilmeyi çoktan haketmişti.
Töre'de Mesut ve Nuri gibilerden, yani Türkiye'de yetiştiremediğimiz gençlerimizden. Almanya da doğarak alt yapı eğitimini orada alan Türklerden. Leverkusen altyapsında yetişen Töre, 2007 yılında U16  Milli takımında İsviçerye karşı oynamıştı ilk kez. Alman yetkililer onu Alman Milli takımında oynatmak için çok uğraştı ama birazda Samsunlu olan ailesinin etkisi ile Türk Milli takımı formasını giymeye başladı. A Milli takım seviyesinde 2 Mart 2010 da Slovenya maçı kadrosuna çağarıldı ancak maçta sahaya çıkma fırsatı bulamadı. 2 Martta bugüne kadar da çağrılmamıştı Hiddink in onunla yaptığı görüşmeler sonrasında tekrardan çağrıldı.
Tv de izlediğim röportajında Almanyada doğmasına rağmen Türkçesinin çok kötü olmadığını gördüm. Almanya ve İngiltere de aldığı eğitimler ise ona çok şey katmış. Fizik olarak çok kuvvetli, bu fizik üstünlüğü onun hızınada yasıyor. Top tekniği ise onun Chelsea tarafından tercih edilmesinin en önemli sebebi. Öylesine şaşırtıcı çalımları varki rakibinin belini kırmak, bacak arası yapmak onun en sevdiklerinden. Bir röportajında 'antrenmanda Drogba'ya bacak arası çalım attım, yanıma gelerek aferim dedi; milli takım kampında aynısını yaptığımda artislik yapma lan' diye yanıt aldığını söylemişti. Bu mantalite farklılığını aşabilseydik zaten Gökhan Töreler şu anda ülkemizde yetişebiliyor olurdu.


 3 haziran 2011 de oynanacak Belçika maçında umarım Hiddink onu ikinci yarıda da olsa oynatır. Umarım maçı kazanırız.

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Kızgın Boğa Hamilton


Son yılların en iyi İspanya yarışı yaşandı pazar günü. Şöyleki geçen yıl sadece 6 geçiş yaşandığı ispanyada bu yıl 30 dan fazla geçiş yaşandı. Bunun en büyük sebebi KERS, DRS ve Pirelli lastiklerin gibi yeniliklerin sezona kattıkları. FIA yıllar sonra heyecan katma anlamında doğru kararlar almayı başladı gibi görünüyor.
Start'ın kazanan isimleri Alanso, Vettel ve Schumacher'di ; ancak yarışın kazanan isimleri
1 Vettel - 2 Hamilton - 3 Button oldu.
Ferrari iki yarıştır kazandığı gelişimi adeta geri verdi. Hemde Alonso nun kendi ülkesinde. İspanya yarışını küçük yeniliklerle geldiğini belirten Mclaren ise gerçekten çok hızlanmış. Bunu Vettel in yarıştan sonra Hamilton kızgın boğa gibi arkamdan geliyordu demesiylede anlayabiliriz. Start'la birlikte yerini kaybeden Mclaren pilotları yarışın geri kalanında pistteki en hızlı araçlar oldular. RedBull'un viraj üstünlüğü olmasa Vettel ancak 3. sırayı alabilirdi. DRS' yi yarış boyunca çok iyi kullanan Hamilton sezon başından beri ilk kez Vettel'i bu kadar terletti.

5 gün sonra Monaco GP var. Monaco olunca her şey farklı tabiiki. Monaco GP için David Coulthard'ın 'orada yarışmamak banyoda bisiklet sürmeye benzer' dediğini hatırlarmak isterim:))
Yinede RedBull'un viraj üstünlüğü bu kadar yavaş bir pistte avantaj sağlıyabilir, ayrıca DRS'ye izin verilip verilmeyeceği halen muamma. Ustalarla çaylakların ayrıldığı pistte bakalım sonuç ne olacak, kaç geçiş yaşanacak, kaç araç yarış dışı kalacak. Kesinlikle çok keyifli olacak.

22 Mayıs 2011 Pazar

En Kötüsü Bu Olsun


    En kötülerin rekorlarını kıran Galatasaray için hiç yaşanmaması gereken bir sezon sonunda bitti.
Sezonu 3 çalıştırıcı ile tamamlayabildiği için teknik açıdan yorum yapılamayacak bir 2010-2011.
İdari açıdan zaten ibra olmamış bir sezon, -5 averaj ve 16 mağlubiyet.  

   Sezonun kötülerini düşünerek oturduğum yerde sinirlenmeyi zaten Frank Rijkard gönderildikten sonra bırakmıştım.

   Artık Ünal Aysala güvenmekten başka çaremiz kalmadı umarım Başarı, Başarı, Başarı kelimeleri gerçeğe dönüşür. Onumuzdeki sezon için umutlarımızı devam ettirebilecek en büyük unsurdur bence yönetim değişikliği.
   
   Elvada Frank Rijkard-Elvada Hagi-Elveda AliSamiYen, Elvada Harry Kewell, tek sevinç ise güle güle berbat sezon.

SPORN

Sporcunun zeki çevik ahlaklısını severim. Sporcular ne kadar kurallar dahilinde olmaya çalışsada bazen onlar bazende deklanşöre basanlar tarafından 'SPORN' görüntüler ortaya çıkıyor.
                                                               Fabian Ernst VS Fbli





21 Mayıs 2011 Cumartesi

                                       Marco Falcetta elinden D&G nın giydirdiği Milan
Bizim mankenler halt etmişler, Robinho Puff Dady gibi, Pato en tarz olanı,
diğerleri ise The GodFather'ı andırıyor nede olsa Italya :)


                                                                            PATO

                                                                             ROBINHO


                                                                          GUTTUSO 


                                                                      IBRAHIMOVIC


                                                              MARK VAN BOMMEL


ZAMBROTTA